No Image Available

Bilinçli Çocuk Yetiştirme

 Yazar: Psikolog Özcan Göknar More Details
 Açıklama:
Çok uzun zaman önce başlayıp, yeni bitirebildiğim kitap. Aslında kardeş ilişkileri, kıskançlıkla ilgili bir kitap arıyordum, ama bu kitabın az da olsa kıskançlıkla ilgili verdiği bilgiler hoşuma gitti ve aldım.

Kitap kısa kısa hamilelik döneminden, bebeklikten, okul öncesi dönemden ve okul çocukluğundan bahsedip, genel konulara geçiyor: temel alışkanlıklar, cinsel eğitim, oyun, ailenin, okulun çocuk yetiştirmede rolü, çocuklardaki sorunlar ve ergenlik dönemi.

Benim en çok beğendiğim bölüm çocuklardaki sorunlar oldu, genel olarak sorunu tanımlayıp çözüm yöntemleri öneriyor.

Kitaptan ilginç birkaç bilgiye yer vermek istiyorum: biberonla beslenen bebeklerde eğer biberon deliği gereğinden fazla büyütülmüşse, bebek boğulmamak için dilini yukarıya doğru yükseltebilir, bu yükseltmeyi konuşma esnasında alışkanlık haline getirirse, genizden konuşabilir. Eğer delik gereğinden fazla küçükse de çocuğun ilerde peltek konuşmasına yol açabilir.

Okul öncesi dönemde çocuğun inatçılığı üzerine fazla gidilmemesi gerektiği söyleniyor. (Özellikle 2.5 yaş için)

Kardeş kıskançlığında ise asıl önemli olan büyük çocuğa ona olan sevginin hiç azalmadığının hissettirilmesidir. Kardeş doğmadan önceki ilginin devam ettirilmesi iyi olur.

2,5 yaş ve 6 yaş çocuğun dengesiz davranışlar gösterdiği dönemlerdir. 5 yaş ve 10 yaş ise genel olarak altın çağ olarak bilinir.

Temel Alışkanlıkların Kazandırılması
Yemek: Çocuğun kendi sağlığı için yemek yemesi gerektiği bilinci aşılanmalı, çocuk yemek konusunda zorlanmamalı, ceza ve ödül verilmemelidir diyor. Özellikle 2 yaşından sonra çocuğun büyümesi yavaşladığından az yemek yemesi normaldir. Eğer yemeğini yemiyorsa bir sonraki öğüne kadar birşey verilmeyebilir. Yemek ortamının rahatlatıcı olması, yemekten önce iştah kesici şekerli besinlerinin verilmemesi de iyi yemek yenmesine yardımcı olabilir.

Uyku:  Uyku dört basamaktan oluşuyor bunlar yaklaşık 100 dakikada tamamlanıyor. Bu nedenle bence eğer çocuğunuz öğle uykusu uyuyorsa en az 100 dakika uyumasına dikkat edilmeli.

Cinsel eğitim konusunda da ayrıntıya girmeden,sade bir dille, sadece çocuğun sorduğu sorulara cevap verilmesi tavsiye ediliyor. Ne söylenebileceği ile ilgili kitapta örnekler de bulunuyor.

Oyun: Oyun konusunda, biz ebevynler eğer oyunun çocuk için ciddi bir iş olduğunu düşünürsek, yaklaşımımız doğru olacaktır. Çocuk önce kendi başına oynar, sonra arkadaşlarla paralel oyun gelir, sonra beraber oyun ve işbirliğine dayalı oyun gelir.

Resim: Anne baba çocuğun 2-4 yaş arasındaki karalama döneminde, bu böyle çizilir, böyle boyanır diye müdahale etmemeli, onlara sadece gerekli malzemeyi sağlamakla yetinmeli ve yaptıklarına ilgi göstermelidir.4-7 yaş arası şematik öncesi dönem olup, daha çok çöp adam çizer ve yakın çevresinde gördüğü objeleri gelişigüzel yerleştirir. ( Şuanda bizim oğlumuz devamlı bir adam çiziyor bazen iki yanında güneş oluyor, güneşe dokunuyor, bazen kuş oluyor:))
7-9 yaş arası şematik dönem olup çevreyi tanımaya yöneliktir.
9-12 yaş arası ise gerçekçilik dönemi olup, ayrıntılı ve gerçekçi renkli resimler çizerler.
12-14 yaş arasında ise mantık dönemidir ve gerçeğine benzetme çabası ile birlikte, karşı cins de resimler de yer almaya başlar.

Gelelim çocuk yetiştirmede ailenin önemine. Daha önce iki psikolog ile görüştük, her ikisi de anne ve babanın ailenin temeli olduğunu belirtmiş ve bizim ilişkimize çok dikkat etmemiz gerektiğini söylemişti, aramızdaki ilişki ne kadar sağlam olursa, aile de o kadar sağlam olacaktır. Bu kitapta benzer düşüncelere sahip. Özellikle sağlıklı tartışma kurallarının tüm ilişkiler için yol gösterici olacağını düşünüyorum:
– kendinize güvenin ve kendinize saygılı olun.
– duygu ve düşünceleri olduğu gibi, açıklıkla ifade edin.
– anlaşmazlıkları örtbas etmek yerine çözüm arayın.
– o andaki anlaşmazlığa odaklanın, geçmişi deşmeyin.
– konunun özünü saptırmayın.
-suçlama ve yargılama yapmayın.
– amaç tartışmayı kazanmak değil, uzlaşma sağlamaktır.
-gerekirse özür dileyin.
-tartışmayı ev dışına taşırmayın, başkasının hakemliğine başvurmayın.

Anne-baba tutumları: baskıcı yaklaşım, aşırı hoşgörülü yaklaşım, destekleyici yaklaşım, mükemmeliyetçi yaklaşım,  eleştirici ve suçlayıcı yaklaşım, boyun eğici yaklaşımdan bahsediliyor.

Seni şundan seviyorum denmemeli, çocuk var olduğu için sevilmeli ve değer verilmelidir.
Çocuk sürekli eleştirilmemeli, yanlışları devamlı hatırlatılmamalıdır.
Çocuklar anne babaların sorunlarına ortak edilmemelidir.

Çocuk ile iletişim: çocuk ile iletişimde çocuğa mutlaka cevap verilmelidir, cevap verecek durumda değilsek bu da söylenmelidir. Kendimizi çocuğun yerine koyarsak iletişimimiz artar. Çocuğunuzun sözünü kesmeyin. Çocuğun rahatsızlık duyduğunuz bir davranışı varsa, sen böylesin demek yerine, beni bu davranışın şöyle etkiliyor şeklinde bir yaklaşım uygun olabilir.

Çocuğa sorunları kendisinin çözmesinde destek olunmalıdır: bu konuyla ilgili senin bir önerin var mı? Ne yapmalıyız?

Ödül ve ceza: Çocuğa normalde yapması gereken davranışlarda pazarlık yapılmamalıdır. Bir öpücük, başkasının yanında övme de birer ödüldür. Ceza istenmeyen davranışa anında uygulanmalıdır. Baba ile korkutulmamalıdır, bu babaya karşı olumsuz duygular beslemesine yol açabilir. Ceza da sebep sonuç ilişkisi gözetilmelidir.  Uzun uzun öğüt yerine anlaşılabilir bir şekilde neyi yanlış yaptığı söylenmelidir.Ceza suçla orantılı olmalı ve uygulanabilir olmalıdır. Daha önce verilmiş olan sözden vazgeçilmemelidir.

Ailede özel durumlar: ölüm (uykuya benzetilirse, çocuk uykuya dalmak istemeyebilir), boşanma, üveylik, evlat edinme (gerçek 6-10 yaşları arasında söylenebilir), engelli çocuk konularına yer verilmiş.

Çocuk yetiştirmede okul, öğretmen ve arkadaş ilişkileri:

Ana okullarını kurucusu Froebel’e göre buraların amacı bilgi aktarmadan ziyade öğrenmeyi uyandırmak, yeteneklerin geliştirilmesine yardımcı olmaktır.

Çocuklarda sorunlar: utanç duygusu, aşırı kaygı ve heyecan (aile çocuğun yeterince hazırlanmasına yardımcı olmalıdır), kekemelik (sık sık uyarılmamalı, ikaz edilmemelidir, ne söyleyeceği anlaşılmışsa hissettirilmeden onun ağzından alınabilir), tük, tırnak yeme( 3-4 yaşından sonra rastlanır), parmak emme , altını ıslatma (4-5 yaşından sonra devam etmesi)dışkı kaçırma, yalan ( 5 yaşına kadar genel olarak endişelenilmemeli ama amaca yönelik yalan söylüyorsa, sen bana doğruyu söylemezsen sana ne zaman inanacağımı bilemem gibi bir söz söylenebilir. Çocuk doğruyu söylediği zaman başına iş açmamalıdır), çalma ( pişmanlık duyanlar genellikle bağışlanmalıdır)

Ergenlik dönemi (kızlarda 11-20, erkeklerde 13-20 yaş)

 Geri