No Image Available

Sokak Kızı

 Yazar: Panait Istrati  Yayınevi: Varlık Yayınları More Details
 Açıklama:

Panait Istrati’nin Sokak Kızı kitabı Varlık Yayınlarından basılmış, 14. basım. 2004 tarihli, 117 sayfa. Çevirisi Yusuf Nabi Nayır’a ait.

Istrati’nin okuduğum ilk kitabıydı, çok iyi bir yazar olduğunu duymuştum. Kitabını da büyük umutlu okudum ama çok bahtsız insanları anlattığı için insanı üzen ve içini karartan bir kitap, o nedenle bu büyük yazarı okumaya başlayanların belki de çok bilinen Arkadaş ve Akdeniz gibi kitapları ile başlaması yazardan soğumaması için daha iyi olabilir.

Roman dostluk üzerine yazarın düşünceleri ile başlıyor ve yazar İskenderiye’de tanıştığı Marko’nun hikayesini anlatmaya başlıyor. Marko, Romanya’da İbrail’de yaşayan bir Yahudi genç. Mahallenin saka kız dediği,evlere su taşıyan ve kimsenin gerçek adını bilmediği Nerantsula’ya ( Yunanca Acı portakal anlamına geliyormuş) aşık oluyor, Nerantsula sevgi dolu enerjik ve ne yapacağı tahmin edilemeyen bir kız. Marko ile birlikte bir Rum olan Epaminonda’yı aynı anda seviyor, gençler de zaman zaman yarışıyorlar zaman zaman beraber hareket ediyorlar ve garip bir arkadaşlık yaşıyorlar. Uçurtma yarışmasında birbirlerine destek oluyorlar. Bazen sevdikleri kız sadece birine kalsın diye birinin Tuna nehrini geçme ile meydan okumasına diğeri ölebileceğini bilerek karşılık veriyor, Nerantsula ise güçsüz olana çaktırmadan yardım ediyor.

Kitapta evlere suların artık kanallarla taşınıp, çeşmelerden akacağını okuyup, hmm şimdi Nerantsula işsiz kalacak diye beklerken, Nerantsula o su kanalı çukurlarından birine düşüp hastaneye kaldırılıyor ve iyileşip, hastaneden kaçıp 5 yıl ortadan yok oluyor. Marko ve Epaminonda bu süre de beraber sokak sokak gezip limon portakal satıyorlar, paraya ihtiyaçları olduğundan değil, Nerantsula’yı bulma umutlarından. Sonunda buluyorlar ama başka bir çukurda, bir çeşit genelevde çalışıyor ve hastanede görüp tanıştığı yürüme engelli Arvel’i de alıp hastaneden kaçmış bir süre memleketinde terzilik yapmış sonra bir alavere dalavere sonucu bu çukurda çalışmaya başlamıştır. Epaminonda bunlara dayanamıyor ve Nerantsula’yı öldürmeyi çalışıyor, ama başarılı olamıyor zaten o günden sonra da akıl sağlığı bozulunca, Marko da Arvel’le birlikte İskenderiye’ye gidiyor, 2 yıl orada yaşayıp ( bu arada kitabın yazarı ile bir arkadaşlığı olduğunu anlıyoruz), İstanbul’a geçiyor, orada tesadüfen gene aynı işi yapan Nerantsula ve Epaminonda ile karşılaşıyor ve onlarla bir tekne gezisindeyken, Epaminonda Nerantsula’yı alıp, kara renkli Boğazın sularına gömüyor ve kitap hüzünlü bir şekilde sona eriyor….

Daha içerisinde bir sürü talihsizlikler ve kötülükler var, ama içinizi karartmayayım.

 Geri