No Image Available

Zamanı Durdurmanın Yolları

 Yazar: Matt Haig  Yayınevi: Domingo Yayınları More Details
 Açıklama:

Domingo Yayınlarından çıkan 318 sayfalık bu kitap, okuduğum ikinci Matt Haig kitabı oldu, bayağ sürükleyiciydi, sanırım iki günde bitirdim.

Kitabın Ekim 2018 1. Baskısını okudum.

Romanın gerçeküstü bir hikayesi var. Kahramanı 1581 yılında Fransa’da zengin bir ailenin çocuğu olarak doğuyor, garip bir hastalığa sahip, son derece yavaş yaşlanma hastalığı: anageria denilen bir hastalık. Bu insanlar yalnızca 950 yaş civarında yaşlılıktan ölebiliyor ya da beyinlerine zarar veren çok kan kaybettiren bir saldırı ile. Bu hastalık dünyada birçok kişide daha bulunuyor ve Albatros isimli bir örgüt bu özelliğe sahip olan insanları hem koruyor hem de kendi çıkarları için kullanıyor, benzer insanları bulup örgüte üye olmaya zorluyorlar, olmayanları da öldürüyorlar. Bu üyeler sık sık kimlik değiştiriyorlar. Tabi bunların hepsi başta söylenmiyor, okudukça zamanda geriye gidişlerle örgütü, üyelerini öğreniyoruz.

Romanımızın kahramanının son kimliği Londra’da bir lisede tarih öğretmeni olan,  Tom Hazard. Oldukça esprili ilerleyen dersler  bölümlerde kahramanımız arada geçmişte yaşadıklarını birinci ağızdan anlatıveriyor. Örneğin Mussolini’nin zafer ilan ettiği gün okuduğum bir gazetede deyiveriyor.

Tom Hazard’ın hiç büyümemesi, annesinin cadı olduğu ile ilgili fısıltılara yol açıyor ve birgün annesi cadı avcıları tarafından öldürülüyor, o da başka şehre kaçıyor, orada Rose adında bir kıza aşık oluyor birlikte bir hayat kuruyorlar ve bir kızları oluyor. Ama çok geçmeden burada da yaşlanmaması sorun oluyor, aynı şey kızı için de geçerli ve oradan kaçmak zorunda kalıyor, Rose kızları Marion’u büyütüyor. Kendisi veba oluyor, ölmek üzere iken Tom Rose’u buluyor ama kızına gene kavuşamıyor, çünkü kızı Marion’un da büyümediği fark edilince cadı avcılarının onun da peşine düşmüş, o da kaçmıştır.

Bu arada yaşlanmamasına bir çare bulmaya çalışıyor, doktor Dr. Huthchinson ancak yıllar sonra ikinci görüşünde Tom’un hiç değişmemiş olması sonucunda ona inanıyor ama örgüt bu sırrın ortaya çıkmasına izin vermiyor ve doktor öldürülüyor. Bu ölüm sonrasında Tom, Agnes isimli örgüt üyesi ile tanışıyor ve örgüte kızını bulmak amacıyla giriyor ve örgüt tarafından verilen tüm görevleri yerine getiriyor. Örgütü Heindrich yönetmektedir. Heindrich verdiği görevde Tom’un eski arkadaşı Omai’yi örgüt içine almasını istiyor, imkansıza yakın bir görev bu çünkü Omai özgürlüğüne düşkün biri ve onu öldürmesi gerekeceğinden korkuyor. Bunlara paralel olarak son kimliğinde Camille isimli Fransız kökenli bir başka öğretmene aşık oluyor, onunla da ilişkisindeki gel-gitleri görüyoruz, sırrını saklamak için uzaklaşması sonra Camille’in onu yıllar öncesine ait fotoğraftan hatırlaması ve sırrını paylaşması, yakınlaşmaları, yanlış anlamalar, küslükler vs.

Bu görev öncesinde tesadüfen kızının izini buluyor, onu tanıyan bir kadın akıl hastanelerinden birinde beraber olduklarını söylüyor. Kızının yaşadığını öğrenmenin umuduyla Omai’yi ikna etmeye gidiyor ama Omai örgüte girmek istemiyor, Tom da örgütün emirlerine karşı çıkıyor, karşısında ise kendisini öldürmeye gelmiş kızını buluyor, aslında Heindrich kızı bulmuş ama babası ile ilgili yalanlar söylemiş, sonuçta gerçekler ortaya çıkıyor, kızı babasını affediyor, Heindrich kendini yakıyor ve Camille ile Tom tekrar birleşiyorlar, 2 yıl sonra da bir kızları oluyor, ismini Sophie Rose koyuyorlar. Sonuçta anı yaşamayı öğreniyor ve zamanı durdurmanın ancak hükmünden kurtulmakla mümkün olabileceğini anlıyor.

Kitapta tarihi birçok kişiliğe de yer veriliyor, Tom, Shakespeare tiyatrosunda lavta çalıyor, Paris’ta Scott Fiztgerald ve Zelda ile sohbet ediyor. Yalnız fark ettiğim bir yanlış Globe Tiyatrosu’nun yeri, bugünkü yerindeyken yıllar öncesinden dem vuruyor ama bugünkü yeri ile Globe’un yıllar öncesindeki yeri aynı değil, birkaç blok fark var aralarında.

Sonuç itibariyle sürükleyici bir kitap, kitaba odaklanamadıklarını söyleyen birçok kişi için okumak iyi gelebilir ama zaten okuma problemi olmayanlara kitabın felsefi veya didaktik olarak çok katkısı olacağını düşünmüyorum.

 

 Geri